Şekerin insan sağlığına zararları o kadar fazla ki bu zararlar hakkında istediğimiz kadar bilgi edinelim mutlaka eksik bir şeyler kalacaktır. Uzmanlar tarafından üç önemli zehirden biri olarak atfedilen şekerin içeriğinde insan sağlığını tehlikeye atan birçok zararlı madde vardır. Bu zararlı maddelerden korunmak için ya şekeri hiç tüketmeyeceğiz ya da şeker tüketimini elden geldiğince sınırlandıracağız.
Peki, bir zorunluluk değil de bağımlılık olan şekerin sağlığa zararları nelerdir? Bu makalemizde insan sağlığına hiçbir faydası olmadığı gibi sağlığı ciddi şekilde tehdit eden şekerin sağlığa zararları ile ilgili yaptığımız detaylı araştırmalardan edindiğimiz bilgileri sizlerle paylaşıyoruz. Bu makalemizi okuduktan sonra şeker bağımlılığınıza son vermeniz dileğiyle keyifli okumalar.
İçerik Başlıkları
Şekerin Sağlığa Zararları Nelerdir?
Günümüzde şeker tüketimi üzerine yapılan araştırmalar, kişi başına düşen günlük şeker tüketiminin 10 ila 30 çay kaşığı arasında olduğunu gösteriyor. Bu kadar yüksek şeker tüketimi insan vücudunun günlük kalori gereksiniminin önemli bir kısmını karşılamaktadır. Günlük tüketilen şeker tüketimi hakkında bir açıklama yapan Dünya Sağlık Örgütü ise bu kadar yüksek şeker tüketiminin sağlığı ciddi şekilde tehdit ettiğini ifade ediyor.
Şunu çok iyi bilmek gerekiyor ki insan vücudunun gereğinden fazla alınan şekeri tolere etme imkanı yoktur. Bu nedenle de vücutta biriken şeker zamanla sağlık için ciddi tehdit oluşturuyor. Birçok kimyasal işlemden geçirilerek beyazlatılan şeker tüketiminden ise kesinlikle kaçınmak gerekiyor. Peki, ‘Şekerin sağlığa zararları nelerdir?’ Hadi birlikte göz atalım.
- Günlük tüketilen şeker miktarı sınırlandırılmadığı takdirde özellikle ilerleyen yaşlarda kalp, obezite ve diyabet gibi çok ciddi rahatsızlıklara yakalanma riski bir hayli artıyor.
- Şeker tüketildiği zaman vücudun anlık gereksinimini karşılasa da bu tüketimden birkaç saat sonra açlık ve bu açlığın neden olduğu problemler yeniden nüksediyor. Vücut şekere bağımlı hale geldiği zaman ise vücudun gereksinim duyduğu şeker alınmadığı takdirde kan şekerindeki ani değişimler neticesinde yorgunluk hissi ve baş ağrısı gibi sağlık problemleriyle karşılaşılabilir.
- Çağımızın hastalığı obezitenin en ciddi nedenlerinden olan şeker kanser riskini de ciddi oranda yükseltmektedir. Aşırı şeker tüketiminin ince bağırsak, yemek borusu, ve plevral kanserine yakalanma riskini artırdığı bilimsel araştırmalar ile de ispatlanmıştır. Kadınlar üzerinde gerçekleştirilen bir bilimsel araştırmadan elde edilen sonuçlar ise haftada 3 defa çörek, tatlı kurabiye vb. hamur işlerini tüketen bayanların rahim içi kanserine yakalanma riskinin daha fazla olduğuna işaret ediyor.
- Şeker, en kıymetli giysimiz olan cildimize de zarar vermektedir. Kan şekeri ile insülin seviyelerini çok ani bir şekilde yükselten içeriğinde şeker olan gıdaların tüketilmesi akne oluşumunu tetikliyor.
- Psikolojimizi sadece yaşadığımız olumlu ya da olumsuz olaylar değil, beslenme tarzımızda etkilemektedir. Bu nedenle içeriğinde yüksek oranda şeker barındıran kek, çikolata ve diğer paketli gıdaların tüketiminden kaçınmak gerekiyor. Aksi takdirde bu besinlerin olumsuz etkilediği psikolojimiz yüzünden depresyona çok daha kolay girilebiliyor.
- Şekerin vücuda enerji veren bir besin olduğunu çok yerde okumuşsunuzdur. Ancak şekerin vücuda verdiği enerji birkaç saat sonra tükenmektedir. Vücudun geçici enerji dalgalarına maruz kalmaması için içeriğinde az şeker, bol lif barındıran karbonhidratlı gıdalar tüketilmelidir.
- Cilt kırışıklıklarının oluşmasındaki tek sebep zamanla yaşlanmamız değildir. Cilt kırışıklıklarını birçok faktör tetiklemektedir. Bu faktörlerden ön plana çıkanlardan biride beslenme tarzıdır. Vücudumuza giren şeker gelişmiş glikasyon (AGE) oluşumunu desteklemekte ve cildi daha erken yaşlandırmaktadır.
- Hücreleri yaşlandırmaktadır.
- Böbrek hastalıklarına yakalanma riskini bir hayli yükseltir.
- Diş sağlığını ciddi şekilde tehdit eder.
- Bilişsel fonksiyonları bozar.
- Gut gelişiminde ciddi risk faktörüdür.
Şekerin Hafızaya Etkisi
Kandaki şeker seviyesi uzun müddet normal değerlerin üstünde seyrederse beyinde küçülme riskini artırdığı bilimsel araştırmalar ile ispatlanmıştır. Beynin hafıza kısımlarında yaşanan küçülme ise hafıza problemlerini tetikliyor. Şekerin hafızaya etkisi bu hafıza problemlerinin yanı sıra dikkat eksikliği ve öğrenmede güçlüktür.
Şekerin Bağışıklık Sistemine Etkisi
Bağışıklık sisteminin temel yapı taşlarından biriside alyuvar hücreleridir. Şeker tüketilmesiyle birlikte bu hücreler, C vitamini ve şeker moleküllerinin birbiriyle yarışı arasında kaldığından dolayı C vitamini bağışıklık sistemi tarafından yeterince kullanılamamaktadır. Şekerin bağışıklık sistemine etkisi ile zayıflayan bağışıklık sistemi vücudu hastalıklara açık hale getiriyor.
Şekerin Karaciğere Etkisi
Karaciğerde trigliserid birikmesi karaciğeri yağlandırabiliyor. Şekerin karaciğere etkisi üzerine yapılan araştırmalar ise früktozun aşırı alınmasının trigliserid yükselmesine neden olduğu ve karaciğer yağlanmasını tetiklediğini gösteriyor. Yine şekerin aşırı tüketilmesiyle alınan kilolar ve bu kiloların zamanla obeziteye neden olması sonucunda vücutta insülin direncinin artması da karaciğer yağlanmasında en önemli faktörler arasında yer alıyor.
Şekerin Kalbe Etkisi
Vücutta kötü kolesterolü yani LDL seviyesini ve trigliseritleri yükselten şeker damarları tıkayabiliyor. Damarların içerisinde bulunan bu parçacıklar arttıkça kalp krizi gibi ciddi bir rahatsızlık geçirme riski de artıyor. Şekerin kalbe etkisi zaman içerisinde hayati sonuçlar doğurabilecek rahatsızlıklara neden olabilir.
İnsülin Direncini Artırıyor
Kandaki şeker hücrenin içerisine girdiği zaman vücut insülini kullanamaz. Bu duruma insülin direnci adı verilmektedir. İnsülin ise vücudumuzda kan şekerini düzenleyen çok önemli bir hormondur. Vücuda giren şekerin ise insülin direncine neden olduğu birçok araştırma ile ispatlanmıştır. Vücudun insüline karşı dirençli hale gelmesi ise obezite, tip 2 diyabet, metabolik sendrom ile kalp ve damar rahatsızlıklarını tetiklemektedir. Günümüzde hiç kimsenin inkar edemeyeceği gerçek ise şeker insülin direncini artırıyor.
Şeker İnsanı Nasıl Hasta Eder?
Sofra şekerini yani sükrozu fruktoz ve glikoz olmak üzere iki bağlı molekül oluşturur. Sofra şekeri vücuda girdiği zaman birbiriyle bağlı olan bu iki molekül ayrılarak glikoz ve fruktoz salınımı gerçekleşir. ‘Şeker insanı nasıl hasta eder?’ sorusu da bu aşamada yanıtını bulmaktadır. Vücut tarafından salınımın gerçekleşmesinin ardından glikoz moleküllerini alan kan, bu molekülleri enerjiye gereksinimi olan organlara taşır. Diğer molekül olan fruktozu ise sadece karaciğerimiz kullanmaktadır. İlk insanlar meyve ve bal gibi ürünleri fazla tüketemediği için karaciğer bu fruktozun çok az kısmını depolamaktadır. Günümüzde bir insanın aldığı günlük fruktoz miktarı ise 54.7 gramı bulmaktadır. Ortalama 14 çay kaşığına denk gelen bu miktar ise karaciğerin depolayabileceği kapasitenin çok üstündedir. Bu kadar yüksek fruktozun insanın genel sağlığını bozmaya yeteceği uzmanlar tarafından da dile getirilmektedir.